Olan aslında basit: Akıllı saat fikri o kadar iyi ki, firmalar birbirleri ile yarışmaktan müşteriye bir “akıllı saat”in ne olduğunu anlatmayı unuttular.
Bu unutkanlığın en büyük sebeplerinden biri, cep telefonundan akıllı telefona dönüşüm. Akıllı telefon nasıl ortaya çıkmıştı? Aynı bir cep telefonu gibi, ama internete girebiliyorsunuz. Sonra yavaş yavaş ekranla gelişti, işlemciler gelişti, oyundu, GPS’ti, uygulama mağazalarıydı derken artık başlı başına bir kavram haline geldi.
Burada firmalar, akıllı telefonu kullanıcılara çok anlatma ihtiyacı duymadılar, çünkü ilk ortaya çıkanlar gerçekten normal bir telefona internet erişimi eklenmiş gibiydi. Bunu herkes anlayabildi. Zaten normal bir cep telefonu ile akıllı telefonların arasında temel fonksiyonlar ve özellikler bakımından bir fark yoktu. İkisi de tuşluydu, ikisinin de birkaç gün giden pil süreleri vardı, boyut olarak çok farklı değillerdi.
Akıllı saatler konusunda durum çok farklı. Öncelikle günümüzde firmaların ortaya çıkarttıkları akıllı saatler ile normal kol saatleri arasında dağlar kadar fark var. Akıllı saatler, kol saatine dijital bir işlev eklenmiş halinden çok daha farklılar.

Normal bir kol saatinden insanların beklentisi, şık görünmesi, pilinin bitmemesi, su geçirmemesi, darbeye dayanıklı olması ve camının çizilmemesi. Doğal olarak en önemlisi ise, zamanı doğru göstermesi. Bunlar haricindeki her türlü özellik, ekstralara giriyor. Örneğin tarih göstergesi veya kronometre gibi.
Akıllı saatler, bu beklenen temel özelliklerin biri hariç hiç birini karşılayamıyor: Zamanı doğru gösterme.
Pil süreleri çok kısa, en fazla 2-3 gün. Doğru düzgün su geçirmez değiller. Çok iri ve kaba yapıları var. Darbeye nispeten dayanıksızlar. Çoğunun ekranı safirden yapılma bir kol saati kadranı kadar dayanıklı değil. Ne darbeye ne de çizilmeye karşı. Ayrıca çok ağırlar.
Lafın kısası, akıllı saatler, kol saatlerinin temel özelliklerini bile tutturamadıkları için, müşterilerde büyük hayal kırıklığı yarattılar. Normal bir kol saati kadar zamanı gösterme konusunda pratik değiller. Kullanıcılar basitçe, en geç iki günde bir şarj etmeleri gereken bir saat kavramını sevmediler.
Peki bu kadar firma gerçekten yanılıyor mu? Şu sıralarda daha çok Samsung, LG, Google ve Apple’ın akıllı saatleri ile ilgili haberler geliyor. Gerçekten şu anda kaç tane akıllı saat var sizce? Şöyle bir liste verelim:

Bu kadar firma gerçekten yanılıyor mu? Aslında yanılmıyorlar, giyilebilen teknolojiler, giyilebilen bilgisayarlar nispeten kısa bir zaman içinde hayatımızın vazgeçilmez parçaları olacaklar. Bunu bütün fütüristler, bütün bilim ve teknoloji analistleri öngörebiliyor. Bu yüzden bir yandan akıllı kol saatleri geliştirilirken, bir yandan cep telefonları, bir yandan da akıllı gözlükler geliştiriliyor.
Günün birinde akıllı saatlerin, şu an kullandığımız kol saatlerinin yerini alacağı kesin. Ama henüz değil. Daha kat etmeleri gereken çok yol var. Öncelikle acilen pil sorununa bir çözüm bulmaları, daha ince, hafif, zarif tasarlanmış kasalar ile birlikte su geçirmezlik ve ekran dayanıklılığını hemen halletmeleri gerekiyor. Bunlar, akıllı saat üzerinde hangi uygulamaların çalışabileceğinden çok daha önemli detaylar. Çünkü bu detaylar yoksa, kimse bu akıllı saatleri uzun soluklu olarak kullanmayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder